Sultan ÖZER
Sayıları yaklaşık 600 bini bulan ağır engellinin evde bakımları, anneleri ya da bir yakınları tarafından yapılırken, engelli bakımı üstlenen anneler emeklilik hakkı talep ediyor. Engelli Anneleri ve Gönüllüleri Derneği, bunun için 28 Eylül’de yasa yapıcılar, hukukçular, engelli anneleri ile bir çalıştay da düzenleyecek. Çalıştay’da emeklilik hakkını içeren bir yasa taslağı hazırlanması için komisyon da oluşturulacak. Dernek ayrıca change.org da bir imza kampanyası da sürdürüyor.
Engelli evlatlarının, yakınlarının bakımlarını üstlendikleri için iş hayatına atılamayan, evde bakım üstelenen engelli anneleri, yakınları devletten “emeklilik hakkı” talep ediyor. “Evde Ağır Engelli Bakımını Yapan Kadınların Sosyal Güvelik Haklarının Devlet Tarafından Karşılanmasını Talep ediyoruz” başlığı ile imza kampanyası da sürdüren kadınlar, yöneticisi, üyesi oldukları Engelli Anneleri ve Gönüllüleri Derneği aracılığıyla kampanyalarına destek bulmaya çalışıyorlar.
Her biri, engelli bakımı nedeniyle çalışma hayatından ayrılmak zorunda kalan, günlerini evlerinde engelli yakınlarının, evlatlarının bakımı ile geçiren kadınlar, kampanya ile seslerini duyurmaya, sosyal devletin gereğini yerine getirerek kendilerine emeklilik hakkı vermesini sağlamaya çalışıyorlar.
ENGELLİ ANNELERİ VE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ NE İSTİYOR?
Engelli annelerinden biri de Fatma Aslanbaş: Oğlu Umut'un bakımı onun üstünde ve çalışamıyor
Engelli Anneleri ve Gönüllüleri Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 600 bin ağır engellinin bakımı evde yapılıyor. Bu bakımın sorumluluğu da büyük oranda kadınlara düşüyor. Yine derneğin verilerine göre, evde engelli bakımının yüzde 91’ini kadınlar üstleniyor.
Evde ağır engelli bakımını yapan kadınların 24 saatleri engellinin bakımıyla geçtiği için de kadınlar gelir getirecek, ileride emekli olmalarını sağlayacak bir işte çalışma imkanından yoksunlar.
Gerek ulusal, gerekse uluslararası sözleşmeler engellilerin de hakları olduğunu belirtip, bu doğrultuda devletlere yükümlülükler vermekle beraber, iktidarlar devletin bu görevini yeterince yerine getirmiyor. Engelliler ve bakımını üstlenen aileler yoksullukla boğuşmak zorunda bırakılıyor.
Engelli Anneleri ve Gönüllüleri Derneği Başkanı Şenay Keçeci, zaten yoksulluğun engelliliği artıran en önemli sebeplerinden biri olduğunu da söylüyor.
Çeşitli veriler, Dünya nüfusunun ortalama yüzde 10’unun engelli kişilerden oluştuğunu ve dünya genelinde en yoksulların yüzde 20’sinin engelli olduğunu ortaya koyuyor.
Şenay Keçeci, “Bu veriler dahi yoksullukla engellilik arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir” diyor ve ekliyor:
“Engellilere dair ülkemizde birçok konuda olduğu gibi engellilerin yoksulluk durumuyla da ilgili resmi veriler bulunmadığını söylüyor.
AB ülkelerinin genelinde engelli nüfusun yüzde 30’unun aşırı yoksullukla baş etmek zorunda kaldığı; Türkiye’de ise aşırı yoksullukla karşı karşıya kalan, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca engellinin ve engelli ailesinin olduğuna vurgu yapan Şenay Keçeci, “TÜİK’in 2020 istihdam verilerine göre, genel nüfusun Türkiye’de işgücüne katılma oranı yüzde 49,5 iken, çalışabilen engellilerin işgücüne katılım oranı sadece yüzde22’dir” diyor.
ENGELLİLER HEM İŞSİZ, HEM YOKSUL
Keçeci, engelli işsizliğinde ise tablonun çok daha ağır olduğuna dikkat çekiyor. “Ülkemizde genel işsizlik oranı, resmi rakamlara göre yüzde 13 civarında; ama bu oran engelliler arasında yüzde 78’ler seviyesinde. Yani her 10 engelliden yaklaşık 8’i işsiz” diyen Keçeci, “bu kampanyaları ile işsiz ve yoksul bırakılan engelli ailelerinin, en azından emeklilik hakkına kavuşmasını amaçladıklarını” söylüyor.
Şenay Keçeci, “Engellilerin mali desteğe ihtiyaç duyması, istihdam sürecine dahil edilmeleri, engelli aylıkların bağlanma kriterlerinin hayatın gerçeklikleriyle uyumlu olması ve daha da çoğaltılacak konular engellilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmeleri için zorunlu talepleri ve hakları” olduğunu da söylüyor.
Türkiye’de engelli nüfusu kesin bilinmese de Türkiye nüfusunun yaklaşık 10 milyonunun engelli olduğunu belirten Keçeci, bu sayıya aileler da dahil edildiğinde, sayının 30- 40 milyonu bulduğunu söylüyor.
Engellilerin maruz kaldığı hak ihlallerini, zorlukları onlarla beraber ve aynı şekilde yaşayan fakat görünmeyen, yok sayılan, farkında olunmayan başka bir kesimin daha olduğunun altını çizen Keçeci, “Bunlar, evde engelli bakımını üstlenen kadınlar!” diyor. Sadece kadınların değil, erkeklerin de engelli bakımını üstlendiklerinin altını çizen Şenay Keçeci, şunları ifade ediyor:
“Fakat ülkemizde evde engellilerin bakımını üstlenenlerin yüzde 91’i kadınlardan oluşuyor. Bu durumda olan kadınların sayısının ise 536 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.”
Hastalık, yaşlılık, engellilik gibi durumlardan dolayı başkalarının bakımına ihtiyaç duyulması durumunda bakım sorumluluğunun devlete ait olduğunu da hatırlatan Şenay Keçeci, “Devlet bu sorumluluğunu ailelere ve büyük oranda da kadınlara, annelere bırakmış durumda” diye de ekliyor.
Şenay Keçeci, “Evde engelli bakımını üstlenen kadınların yaşadıkları sorunları, zorlukları, hak ihlallerini” şöyle sıralıyor:
ENGELLİ BAKIMI ÜSTLENEN KADINLAR NELER YAŞIYOR?
• Engelli bakımından dolayı çalışma hayatına katılamıyorlar,
• Ekonomik gelirden ve yoksulluktan dolayı temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar,
• Bakımı yapılan engellinin her türlü ihtiyaçlarını; ekonomik, sağlık, kişisel bakım gereksinimini karşılamak zorundalar,
• Engellinin bakımını üstlenecek başka kimseler yoksa hastaneye gidemiyor, sosyal yaşama katılamıyorlar,
• Kendisinden sonra bakımını yaptığı engellinin nasıl hayatını devam ettireceğini düşünmek zorunda kalıyor, hatta bir anne olarak çocuğunun kendisinden önce ölmesini istemek zorunda bırakılıyorlar,
• Günün 24 saatini ve hayatlarının tamamını bakımını yaptıkları engellilere bağlı ve bağımlı yaşıyorlar. Yani engelli ve bakımını üstlenen kişi ikisi beraber tek kişi hayatı yaşamak zorunda kalıyorlar.
Haftanın 7 günü, günün 24 saati engelli bakımının karşılığında devlet tarafından hane içinde kişi başına düşen her türlü gelirleri toplamı asgari ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olanlara Temmuz/2022 yılı itibariyle 3 bin 339 TL ‘bakım aylığı’ ödeniyor.'
• Engelli bakımını üstlenen kadınların yüzde 84’inin sosyal güvencesi yok.”
ENGELLİDEN SONRA, BAKIMI ÜSTLENENLERİ NELER BEKLİYOR?
Evde ağır engelli bakımını üstlenen kadınların sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanmasını ve bu durumdaki kadınlara emeklilik hakkı tanınmasını istediklerinin altını çizen Şenay Keçeci, “Çünkü bakım aylığı adı altında ödenen miktarlar engellinin ve engelli bakımını üstlenen kadınların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır.
Kadınlar 20-30-40 yıl boyunca engelli bakımını üstlenmekte, fakat örneğin engelli kişinin hayatını kaybetmesi gibi durumlarda bakım aylığı da dahil her türlü gelirden yoksun kalmakta, yani hiçbir ihtiyacını karşılayamayacak hale gelmektedir.
Yılarca harcanan emeğin karşılığı olarak engelli bakımını üstlenen kadınların emeklilik talebi bir mağduriyet durumu vs değil, doğrudan doğruya temel insan hakkıdır” diyor.
EMEKLİLİK HAKKI İÇERECEK YASA TEKLİFİ İÇİN ÖNERİLER
Şenay Keçeci, dernek olarak, engelli bakımını üstlenen kadınların emeklilik hakkı için hazırlanacak yasa teklifi için şu önerilerde bulunduklarını ifade ediyor:
- “ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ‘Sigortalı sayılanlar’ başlıklı 4 maddesine ‘evde engelli bakımını üstlenen kadınlar’ ibaresinin eklenmesini;
- 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanuna eklenecek Geçici Maddeyle ‘engelli bakımını üstlenen kadınların emeklilik sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanacağı’nı,
- 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 2.maddesine ‘engelli bakımını üstlenen kadınlardan herhangi bir sosyal güvencesi olmayanların sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanacağı’ şeklinde ibare eklenmesini istiyoruz.”
Engelli annelerin emeklilik hakkı için bir imza da siz verin: https://chng.it/tRZxJfGCqx